Selge (Yunanca: Σέλγη), antik Pisidya bölgesinin dağ kentlerinden biridir.
Toroslar’ın güney yamaçlarında, denizden 1250 metre yükseklikte kurulmuştur. Antalya-Alanya kara yolu üzerinde, Aspendos yol ayrımından 5 km sonra dönen yol önce Beşkonak, ardından Antik Roma köprüsünün birleştirdiği kanyon vadiyi aşarak, Altınkaya köyünden ulaşılır. Güneydeki tepe üzerinde şehri koruyan kuleli sur duvarları kısmen görülebilir.
Şehrin ana giriş kapısı da bu bölümde bulunmaktadır. Duvarların kuzeyinde tepe üzerinde biri Zeus, diğeri Artemis'e adanmış iki tapınak kalıntısı yer alır. Pazar yeri (agora) anıtsal çeşme binası, mezar alanı (nekropol) ve Bizans dönemine ait kilise Selge’deki diğer kalıntılarıdır
Selge Antik Kenti MÖ 547 Pers İstilası öncesinde Lidya Krallığı’na bağlıydı. MÖ 334’te Büyük İskender gelene kadar da Pers egemenliği altında olmuş, antik kent Büyük İskender’e zorluk çıkarmayışının ödülünü ise Helenistik Dönem’de bağımsızlık kazanarak almıştır. En parlak zamanını Roma Dönemi’nde yaşayan antik kentin nüfusunun, Strabon 20 bin kişiye çıktığını anlatmaktadır. Bu süreç halkın hristiyanlaştığı Bizans Dönemi’ne kadar sürmektedir.
Selge (Greek: Σέλγη) is one of the mountain cities of the ancient Pisidia region.
It was established on the southern slopes of the Taurus Mountains, at an altitude of 1250 meters from the sea. The road, which turns 5 km after the Aspendos junction on the Antalya-Alanya highway, first crosses the canyon valley joined by Beşkonak and then the Ancient Roman bridge, and is reached from Altınkaya village. On the southern hill, the towered fortifications protecting the city are partially visible.
The main entrance gate of the city is also located in this section. On the hill to the north of the walls are the remains of two temples, one dedicated to Zeus and the other to Artemis. Market place (agora), monumental fountain building, burial area (necropolis) and Byzantine church are the other remains in Selge.
Selge Ancient City was connected to the Lydian Kingdom before the Persian Invasion of 547 BC. It was under Persian rule until the arrival of Alexander the Great in 334 BC, and the ancient city received the reward of not causing difficulties for Alexander the Great by gaining independence in the Hellenistic Period. Strabo tells that the population of the ancient city, which lived in its heyday during the Roman Period, increased to 20 thousand people. This process continues until the Byzantine Period, when the people became Christians.
KÖPRÜLÜ KANYON MİLLİ PARKI
Köprülü Kanyon Milli Parkı, 9 km. uzunluğundaki ve 100 m. derinliğindeki Köprüçay ırmağının oluşturduğu kanyon çevresindeki yaklaşık 47 bin hektar genişliğindeki bir doğa harikasıdır.
Adını, Köprüçay Irmağı üzerindeki Roma Çağı’nda inşa edilen bugünkü adıyla Oluk Köprü’den alır. Oluk Köprü’nün güneybatısında, Irmağa kuzeybatıdan kavuşan Gökçesu’nun içinden akarak gelen ve olağanüstü güzellikteki kanyon üzerinde yer alan Büğrüm Köprü de Roma Çağı eseridir.
Köprülü Kanyon, Isparta’nın Sütçüler İlçesindeki Kasımlar Köyü ile Aksu İlçesindeki Karacahisar Köyü’ndeki kaynaklardan doğar ve 25 km. boyunca dar vadilerden kimi zaman çağlayanlar gibi kimi zamanda sakin menderesler çizerek Akdeniz’e kavuşma hayaliyle akar durur.
1973 yılında Milli Park ilan edilen alanda; yollarını rengarenk zakkum bitkilerinin süslediği doğal bitki örtüsüne ve sahip olduğu 400 hektarlık saf sedir ormanlarından yaban hayatına, antik eser ve şehirlerden adama kayalar olarak tarif edilen ilginç jelojik kaya ve kanyon oluşumlarına, huzur veren turkuaz mavisi sularından heyecanı doruklarda yaşatan rafting etkinliğine kadar çok geniş bir yelpazede ziyaretçilerine unutulmaz anlar yaşatır.
Köprülü Kanyon Milli Parkı’na gelen ziyaretçiler, olağanüstü bir doğa içinde spor ve dinlenmenin yanında antik yerleşimleri ve köylerde devam eden kırsal yaşamı tanıma fırsatını da elde etmektedir.
M.Ö. 5. Yy.da kurulmuş olan Selge Antik Kenti, Oluk ve Büğrüm Köprü, Aziz Paul ve Selge antik kentini Pamphylia kentlerine bağlayan taş kaplamalı tarihi yolları gelen ziyaretçilerin tarih içinde yolculuk yapmak için gerçekleştirebileceği farklı alternatifler arasındadır.
Milli Park içerisinde yer alan Beşkonak ve Karabük köylerinde yöresel mimariye sahip ağaç evlerde konaklayarak geçmişe bir yolculuk yapabilirsiniz.
Adam Kayalar: 65 milyon yaşındaki deniz tabanından yükselen kum ve çakıl alanlarının basınçla toprak ve mil ile birleşmesi sonucu olarak konglomera adı verilen kayalardan oluşan adam kayalar fantastik bir görünüme sahip...
Ulaşım Bilgileri: Milli Parka Antalya-Manavgat karayolunun 49. km’sinden ayrılan asfalt bir yol ile ulaşılmaktadır. Bu yol Akdeniz sahillerinden ayrılıp Taşağıl’dan geçerek Beşkonak’a ulaşmaktadır.
Alanda ziyaret edilecek noktalar:
Köprüçay Irmağı ve rafting
Oluk Köprü ve Büğrüm Köprü
Tazı Kanyonu
Servi Ormanı
Selge Antik Kenti
Antik tarım terasları
Aslan Kaya
Adam Kayalar ve Kral Yolu
Kestanelik (Yaşlı Kestane Ağaçları) Bölgesi
Delisarnıç Bölgesi (Sarnıçlar)
Kaynak Değerleri:
Saf Servi (Cupressus sempervirens) Ormanı; Milli Parkın en önemli kaynak değerlerinden biri olan saf servi ormanı; yaklaşık 4000 dekar büyüklüğü ile tüm Akdeniz coğrafi kuşağındaki en büyük bozulmamış saf servi ormanı (Cupressus sempervirens) ve çok önemli bir biyolojik rezerv alanıdır.
Milli Parkın en yaygın ağaç türü kızılçam olup, ayrıca alanda ekolojik olarak çok büyük öneme sahip sedir, göknar, karaçam karışık yaşlı ormanları; akdeniz makilerinin (Sandal ağacı, keçi boynuzu, yabani zeytin, mersin, zakkum vb. ) yanı sıra alt alpin (1700-2500m) kuşağına ait ve endemik oranı yüksek salep, orkide, kardelen ve lale gibi soğanlı yumrulu bitkileri de barındırmaktadır.
Yaban hayatı; Milli Park sınırları içerisinde 32 memeli türü yaşamaktadır. Bozburun dağının eteklerinde yaban keçisi ve nesli tehlike altında olan kızıl akbaba, Köprüçay ırmağında yaşayan kırmızı benekli alabalık ile Türkiye endemiği Anadolu sıvacısı kuşu parkta yaşayan önemli yaban hayatı temsilcileridir. Ayrıca parkta vaşak, kurt, yaban domuzu, tilki, tavşan sincap, porsuk, gelincik, kirpi ile kuş türlerinden karaakbaba, kartal, atmaca, kerkenez, şahin, Gökkuzgun, keklik ve tarla kuşu gibi türleri de barındırmaktadır.
Arkeolojik Değerler; Milli Park, büyük bir bölümü antik Yunan ve Roma devirlerine ait arkeolojik kalıntılar açısından büyük önem taşımaktadır. En önemli kültürel alanı Altınkaya köyünde bulunan M.Ö. İkinci Binyılın sonuna doğru Dor göçleri sırasında kurulmuş olan Selge Antik Kenti’dir. Selge kentinin tiyatrosu, agorası, Zeus ve Artemis tapınakları, sarnıçları, su kemeri, Gözetleme Kulesi, Köprü Irmağı ve Kocaçay üzerinde bulunan Oluk ve Büğrüm Köprü, Aziz (St) Paul Yolu (Kral Yolu) ve Selge antik kentini Pamphylia kentlerine bağlayan taş kaplamalı tarihi yolları gelen ziyaretçilerin tarih içinde yolculuk yapmak için gerçekleştirebileceği farklı alternatifler arasında olup, 500 km uzunluğundaki St. Paul yolunun 45 km’lik kısmı da Milli Park içerisinde yer almaktadır.
Selge etrafında yaklaşık 3500 dekar alanı kaplayan antik teraslar günümüzde de tarım için kullanılmakta ve korunmaktadır.
Kültürel Yaşam; Alanda yaşayan halkın kendine özgü kültürü vardır. Akdeniz sahil bölgesinden farklı olarak hayvancılık ile birlikte yer yer göçebe (yaylacılık) bir hayat tarzı geliştirmiştir. Yöreye özgü taş malzeme kullanılan yapılar mimari acıdan önemli bir kültürel değerdir.
KOPRULU CANYON NATIONAL PARK
Köprülü Canyon National Park, 9 km. long and 100 m. It is a natural wonder of approximately 47 thousand hectares around the canyon formed by the deep Köprüçay river.
It takes its name from the current name Oluk Bridge, which was built during the Roman Age on the Köprüçay River. Büğrüm Bridge, which is located on the extraordinary beautiful canyon that flows through Gökçesu, which joins the river from the northwest, to the southwest of the Oluk Bridge, is also a work of the Roman Age.
Köprülü Canyon arises from the springs in Kasımlar Village in Sütçüler District of Isparta and Karacahisar Village in Aksu District and is 25 km. Along the narrow valleys, it sometimes draws calm meanders like waterfalls and flows with the dream of meeting the Mediterranean.
In the area that was declared a National Park in 1973; From the natural vegetation decorated with colorful oleander plants and the 400 hectares of pure cedar forests it has, to wildlife, from ancient artifacts and cities to interesting geological rock and canyon formations described as rocks, from peaceful turquoise blue waters to rafting activities that make you feel the excitement at peaks. It offers unforgettable moments to its visitors.
Visitors who come to Köprülü Canyon National Park have the opportunity to get to know the ancient settlements and rural life in the villages, as well as sports and rest in an extraordinary nature.
B.C. The ancient city of Selge, which was founded in the 5th century, Oluk and Büğrüm Bridge, the historical stone-paved roads connecting the ancient city of St. Paul and Selge to the cities of Pamphylia are among the different alternatives that visitors can take to travel through history.
You can travel to the past by staying in tree houses with local architecture in the villages of Beşkonak and Karabük located in the National Park.
Man Rocks: The man rocks, which are formed of rocks called conglomerate, as a result of the combination of sand and gravel areas rising from the 65 million years old sea floor with soil and miles under pressure, have a fantastic appearance...
Transportation Information: The National Park can be reached by an asphalt road that separates from the 49th km of the Antalya-Manavgat highway. This road leaves the Mediterranean coast and passes through Tağıl and reaches Beşkonak.
Points to visit in the area:
Köprüçay River and rafting
Oluk Bridge and Büğrüm Bridge
Greyhound Canyon
Cypress Forest
Selge Ancient City
ancient agricultural terraces
Lion Rock
Adam Rocks and the King's Road
Chestnut (Old Chestnut Trees) Region
Delisarnıç Region (Cisterns)
Resource Values:
Pure Cypress (Cupressus sempervirens) Forest; The pure cypress forest, which is one of the most important resource values of the National Park; With an area of approximately 4000 decares, it is the largest intact pure cypress forest (Cupressus sempervirens) in the entire Mediterranean geographical belt and a very important biological reserve area.
The most common tree species of the National Park is red pine, and cedar, fir, black pine mixed old forests, which are of great ecological importance in the area; In addition to Mediterranean maquis (Sandalwood, carob, wild olive, myrtle, oleander, etc.), it also hosts bulbous tuberous plants such as salep, orchid, snowdrop and tulip, which belong to the lower alpine zone (1700-2500 m) and have a high endemic rate.
Wild life; 32 mammal species live within the borders of the National Park. Wild goat and endangered griffon vulture on the skirts of Bozburun Mountain, red-spotted trout living in Köprüçay river and Anatolian Nuthatch, endemic to Turkey, are important wildlife representatives living in the park. Also, there are lynx, wolf, wild boar, fox, rabbit, squirrel, badger, weasel, hedgehog and bird species such as black vulture, eagle, hawk, kestrel, hawk, rainbow, partridge and lark in the park.
Archaeological Values; The National Park is of great importance in terms of archaeological remains, most of which belong to the ancient Greek and Roman periods. BC, whose most important cultural area is located in Altınkaya village. It is the ancient city of Selge, which was founded during the Doric migrations towards the end of the Second Millennium BC. The theater of the city of Selge, its agora, the temples of Zeus and Artemis, its cisterns, the aqueduct, the Watchtower, the Oluk and Büğrüm Bridge over the Köprü River and Kocaçay, the St. Paul Road (King's Road) and the stone-covered historical city connecting the ancient city of Selge to the cities of Pamphylia. Among the different alternatives that visitors can make to travel through history, the 500 km-long St. Paul's road 45 km is located in the National Park.
The ancient terraces, which cover an area of approximately 3500 decares around Selge, are still used and protected for agriculture today.
Cultural Life; The people living in the area have their own unique culture. Unlike the Mediterranean coastal region, it has developed a nomadic (transhumance) lifestyle with animal husbandry. Structures using local stone materials are an important cultural value in terms of architecture.